top of page

TOPLUMUN SESSİZ RUHU: ROMANLAR

Güncelleme tarihi: 17 Mar 2021


İnsanlık tarihi ne ile nasıl ve neden başladı?

​Bu soruya her görüşten insanın verebileceği net bir yanıtı olmasa da bu görüşlerden her biri kendi ikna olduğu ve gururunu okşayan cevabı seviyor veya benimsiyor. Bunun yanında tarihi tarafsız bir gözle nazara alan ağlarda yok değil neyse ki. Her görüşün bir fikri olsa da bu konuda verilen cevapların hiçbiri; insanlığın tarih boyunca içinde bulunduğu kokuşmuşluğun, kıyım ve katliamların, ötekileştirmenin, yalnızlaştırmanın, yok saymanın, insanlık adına utanç verici hiçbir eylemin sonunu getirmeye veya bir çare bulmaya yetmedi.

​Dinleri referans alan çevrelerde ilk insan olduğu düşünülen Adem'in çocuklarından Kabil'in, Habil'i öldürmesi ile birlikte yeryüzünde ilk dikenin bittiği ve böylece dünyanın insanlık için kötü bir yer haline geldiği ilk olayın bu şekilde vuku bulduğu görüşü hakim.Yani gezegenimizi ilk kirletenler insanlar oldu. Dünyamızın tam olarak kaç milyar yaşında olduğunu henüz bilmiyoruz dolayısıyla kaç milyon insanın da haksız yere öldürüldüğünü veya insanlık dışı muamelelere maruz kaldığını da. Bu türden istatistik ve sayıları da pek ihtiyacımız yok aslında. Bizi asıl ilgilendiren yaşam hakkının kutsallığı olmalıdır. Habil'in haksız yere öldürülüşünden tutun, Nazi kamplarında yaşanan insanlık trajedilerine kadar yaşanan her vahşet insanlık tarihinde utanç verici bir tablodur. Tarihin derinlikleri bu türden korkunç olaylarla dolu ve ne yazık ki günümüzde de yaşanmaya devam ediyor, yeni tarihler yazılıyor. Sahibi olmadıkları diğer canlılarla ortak yaşamak zorunda oldukları gezegenimizin belirledikleri sınırları içersinde mutlak sahiplik iddiasında bulunarak kendinden olmadığını düşündükleri diğer topluluklara her türlü muameleyi reva görebileceklerini ikna olmuşlardır. Bu duruma örnek teşkil eden birçok olay durum ve tanıklıklar olsa da verilebilecek en etkili örnek; Dünya'nın hemen her bölgesinde savrulmuş ve halen göçebe yada yarı göçebe bir hayat tarzı benimsemek zorunda kalmış Roman Halklarının yaşama tutunma mücadelesi olacaktır.

​Dünya'nın her yanına dağılmış yeryüzünün en kadim halklarından biri olan bu mazlum millet yüz yıllardır derin bir yoksulluk ve yoksunluk politikalarına karşı var olma savaşı veriyor. Roman Halklarının, kendi öz yurtlarından göçe zorlanması, açlık ve yoksulluğa mahkum edilmeleri, Dünyanın her yerinde varken bu denli yalnız izole yaşamların altında yatan neden veya nedenler silsilesi....

​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​devam edecektir...

303 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment


Savaş Ağırtaş
Mar 10, 2021

Tebrikler güzel yazı.

Like
bottom of page